12 Şubat 2014 Çarşamba

Kanatlı Kapının Demir Sürgüsü

Benim, babamın, dedemin, dedemin babasının, dedemin dedesinin ...(7 kuşak) doğduğu ev.

Dedemin anlattığıne göre önündeki binek taşının (ben küçükken hesaplamıştım) en az 180 yıldır orada durduğu ve eskiden at besledikleri için dedemin dedesinin oradan ata bindiği, üst katın ise dedem tarafından sonradan eklendiği sağındaki ve solundaki evlerin ise amcaoğlu yada kardeşler tarafınca pay edilmek şartıyla dağıtıldığını bilirim.

Ben üst kattında geniş oda da bir tatil günü doğdum.Kardeşim de.Anılarımın hepsi yaz aylarına ait.Tatilde gitmek dışında hiç gitmedim ama şunu söyleyeyim.Yaz ayında isterse dışarda 50 derece sıcak olsun, o toprak evin kalın duvarları bu sıcağı asla içeriye almazdı.Odaların tavanlarında dedem ardıç ağacı kullanmış.Cimri olduğunu düşündüğüm dedem belli ki masraftan hiç kaçmamış.Üst tarafı yaptıktan sonra alt tarafı ahıra ve ambara çevirmişler.Buğdayı kanatlı kapının girişinde sağdaki odaya yığardık.Dedem 80 yaşında olsa da sırtına 1 çuval buğdayı alıp içerki odaya götürebilirdi.Yani eski toprak denilen şey böyle oluyor.Buğdayların üstüne atlayıp yüzmeye çalışmak bir tür şehirli çocuk aptallığı lakin bedelini kaşınarak ödemek ve yaz ayında suyu çeşmeden taşındığını düşünürsek banyo yapmanın zorluğu benim anılarımda küçük bir yer tutuyor.

İşte böyle şimdi evimizle beraber yıkılıyor herşey.Geriye bir şey kalmayacak bu da canımı sıkıyor.


İnsan Memleketini Niye Sever?

insan memleketini niye sever başka çaresi yoktur da ondan.
ama biz biliriz ki bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı;
orayı sevmektir.
burayı seversen
burası dünyanın en güzel yeridir.
ama dünyanın en güzel yerini sevmezsen
orası dünyanın en güzel yeri değildir!

Halamın evi sağdaki pembeli olan soldaki yıkık harebe de annemin dedesi
ve benim de buyukbabamın amcasının oğlu olan kasım dedemin.O evin her
yanı anılarım ve anılarımızla doluyken buna rağmen 11 cocugu ve 55
torunu olan Kasım dedemin soyundan gelen birinin bi kere olsun "bu ev
nasıl yıkılır" demediği ev.