13 Ekim 2013 Pazar

Bir Bedensel Engelli için Araç Satın Alma Süreci

Biz engellilerin en büyük problemlerinden biri ulaşımdır.Bu makalede kendim için aldığım Ford Connect Tourneo'nun alım sürecini sizlerle paylaşacağım.Öncelikle belirteyim.Bu Süreç 2012 Aralığında gerçekleştiği için fiyatlar güncelliğini kaybetmiştir.


Bütçe Hesaplaması

2005 model Peugeout 307 80.000 kmdeki aracımı satmak için o günlerde çok uğraşmıştım.15 ile 18 arası fiyat biçiyorlardı.Onu satarsam 40.000 tl civarı bir param birikmiş olacaktı.Yani 40.000 liraya liftli bir araç alabilir miydim? Ailemin yarısı Almanya'da yaşadığı için ilk planda yurtdışına baktık.

Yurtdışından Araç Getirmek

Açıkçası yurtdışından kulanılmış bir araç getirmek çok cazip bir fikirdi.Fiyatları da fazlasıyla uygundu lakin yeni yasa 3 yaş üstü bir araca müsade vermiyordu.Bu durumda fiyatlandırmadaki caziplik kayboluyordu.Almanya fiyatları için bakınız http://www.mobile.de

Yurtiçinde Uygun Araç Bulmak

Karar verdikten sonra ilk olarak wv trasportarları baktık.Uygun fiyatta bir şey bulamayınca minibuslere bakmayı bıraktık.Camlı Van sınıfı fiyat anlamında daha cazip duruyordu.Kriterlerimiz.
-Otururken 1.35 boyunda birinin kafasının değmemesi
-Arac minumum 4 kişilik olmalı.
-Fiyat 40.000 üstüne çok çıkmamalı.
-Sakat kişinin inme ve binme evrelerinde minumum yardımı almalı
-Engelli indirimden yararlanılmalı

Alternatif Araçlar
a)WV Caddy : Bu aracı çok beğenmiştik.Altı kırılarak yapımıyla beraber 55.000 küsürü geçtiği için silmek zorunda kaldık.
Bakınız http://www.youtube.com/watch?v=3RLRjKHlFaU
b)Fiat Doblo: Araç 40.000 lift içinde 12.000 denildiği için vazgeçmiştik. Bakınız http://www.youtube.com/watch?v=4w0tcQgBbRI
c)Ford Connect: Araç için 34.000 lift için ise bir başka yerden 7.000tl fiyat aldık.Ve en uygun aracın bu olduğuna karar verdik.110 ps deluxe uzun şasi.Çift kapılı.Sandelyeyi bağlayan kişi için çift kapı büyük avantaj unutmadan ekleyeyim.Tek problemi 1.8 motor olduğu için engelli indiriminden muaf olması.

Ford Connect Alım Süreci

Öncelikle en yakın satış bayii olan Ford Otokoç Ataşehire gittik.Satış yardımcısı Barbaros Beyle konuştuktan sonra aracı almaya karar verdik.Aralık ayı olduğu için uzun bir araştırmadan sonra bir araç bulundu.Ama öncesinde benim pejo yu takasa sayıp 16.000tl ye satın aldılar.

Lift Almak ve Taktırmak

Önemli bir uyarı eğer aracınızı satın alıp trafiğe çıkar sonra da lifti taktıracağım derseniz.Türkiyede büyük bir problemle karşı karşıyasınız demektir.Bu yüzden uyarıyorum aracınızı trafiğe çıkarmadan önce liftinizi taktırın ve muayeneye sokun.Lift için gerekli projenin kabul süreci biraz sürebilir.Bunların hepsiyle Barbaros bey ilgilendiği için açıkçası ben de fazla hatırlamıyorum.Ama uyarıyı dikkate alın.Lift için aracım Bursaya bir çekiciyle gitti geldi.1.000 tl civarı bir ödeme yaptım.6.000 küsürde lift dersek.7.000 küsüre çıktı hepsi.Liftin rampalarını da unutmadan iletin.Rahat binip inmenizi sağlar.Yerdeki 4 bağlantıda sandelyenizi fixlemeniz için yeterlidir.

Elektronik Sandelye Almamın Sebebi

Uzun boy sorunu yaşayan biri olarak rahatça araca binebilmek için yükselip alçalabilen bir sandelyeyi de 2 ay sonra satın aldım.Bu yolla araca tek başıma biniyor.Boyunum bir yere çarpmıyordu.Araç içi yükseklik 1.42 olsada aracın girişinde kapı eşiğinde bu biraz daha düşüyor.
Bakınız http://www.youtube.com/watch?v=0G29TG1Wl_U





Unutuklarım olabilir birşey sormak isterseniz mail adresim csselo@gmail.com.Cevaplamaya çalışırım.

11 Ekim 2013 Cuma

Bir Zamanlar Kadıköy

Üstad Yahya Kemal, devlet düşkünü Üsküdar'ın akşam güneşinin geçici ışıkları altında nasıl bir hayal şehrine döndüğünü anlatan şiirine, "Git, bu mevsimde gurup vakti, Cihangir'den bak!" diye başlar. Siz de mevsim ne olursa olsun bir gurup vakti Moda'ya gidin ve Fenerbahçe'nin karşısındaki yamaçta bir banka oturarak Kalamış Koyu'nu doğudan çevreleyen ve Kızıltoprak'la Göztepe arasında kalan bölgeye bakın! Güneş, yüzyıllarca güzelliklerini seyrettiği bu bölgenin bugünkü apartman mezarlığını yüzlerine ışık tutulan suçlular gibi aydınlatmaktadır. Oraya gittikçe, olur olmaz her şeye çare arayan ve bulamayan bir Şarklı kafasıyla, "Buranın geleceği ne olacak, gelecek nesiller bu apartman mezarlığını nasıl ortadan kaldıracak?" diye düşünürüm. Evet, gelecek nesiller... Onlar, genç kızlık yıllarının büyüleyici güzelliğini görmedikleri bir yaşlı hanımın bugünkü çirkinliği karşısında hiçbir tepkiye kapılmayacaklardır..

Adnan Giz

8 Ekim 2013 Salı

Trans Sibirya Ekspresi

"Daha sonra trenle uzun yolculuklara çıkamadım. ama düş kurmaktan vazgeçmedim. en büyük isteğim, moskova'dan kalkıp, tüm asyayı, sibirya'yı boydan boya geçtikten sonra çin denizi'ne kavuşan 'trans sibirya' ile yolculuk etmekti. uzun yıllar o trenin, ortasında soba yanan kompartımanlarında, votka kadehlerini tokuştururken düşlemiştim kendimi.. nedense o yolculuğa bir türlü çıkamadım."

Mehmet Yaşin

Dünyanın en güzel lahmacunu

Bu sorunun cevabını yıllardır düşünüyorum.

-Acaba en güzel lahmacunu nerde yedim ben?

Edirne'de mi?  Malatya'da mı? İstanbul'daysa neresinde yedim.Düşündüm yıllarca (Ulan neredeki güzel yapıyordu?) ama bulamadım diyecek iken sonunda bir tane buldum galiba.Evet evet kesinlikle hatırlıyorum.Dünyanın en güzel lahmacunu o yediğim lahmacundu.Hikaye kısa ve öz ama güzel bir hikaye.Ve haliyle edebileştirmek gerek.

Sene 1991 o yıllarda babamın dükkanı bir ara sokakta idi. İşleri ilerletmiş kendine daha geniş ve cadde üstü bir dükkan bakmaktaydı.Ben mi? anadolu lisesine hazırlanıyorum.Sabahtan akşama kadar test çözüyorum.Haftaiçi okul haftasonu dershane.Hergün annemden harçlık almaya başlamışım.Eskiden beslenme koyan annem iş yoğunluğu yüzünden bana sadece para vermeye başlamış.Ben de sonraları Sütiş olacak olan eski haliyle yelken pastanesinden döner alarak günlerimi gün ediyorum.Neyse bunları niye anlatıyorum.Ben ki kolay kolay ağzına 2 lokma yemek koymayan biri 1 yıl içinde şişmanlık seviyesini geçmiş pantolanlara sığmayan bir küçük velede dönüşmüştüm.

Bir lahmacunu güzel yapan kriterler :

1- hırsızlıkla alınmış olmalı
2- kolay acıkabilen biri için son derece aç olunmalı
3- sadece 1 lahmacun olmalı.
4- yanında içecek alabilecek para dahi olmamalı
5- arkadaşlarınla paylaşmış olunmalı

Görüldüğü gibi lahmacunda keramet aramak manasız.İnsan aç olmayınca isterseniz en güzel şeyleri önüne dizin tad almaz.Hayat bunu er yada geç öğretiyor.

Hikayemize gelelim.

Okuldan akşama doğru çıkıp servisle eve dönmüşüm.Evde kafama göre yemek ihtimali görmediğim içinde servisten tam dükkanın önünde inmişim.Annem ve babam müsteriyle ilgilenirken dükkanda bozuklukları koydukları çekmeceyi karıştırırken zar zor 2.000 tl ye ulaştım.Kimseye çaktırmadan da indirdim cebe.Hani kendilerinden istesem önce soruşturmaya çıkartırlar beni  "ne için istediklerini" soracaklar?
Doğruyu söylesem annem otomatik makina gibi "Evde yemek var bu dışarda yemek derdinde, tok evin aç iti" diyecek.Bunları defalarca yaşamış biri olarak bir çocuğa zorla hırsızlığa iten sebepleri tek tek incelemiş bulunuyoruz.İnsan istediklerine sahip olamaz ise ve idealist biriyse :) hak bildiği yolda tek başına gider ve gerekirse ona ulaşmak için her türlü kötü yola sapar :)

Ben almış olduğum pardon çalmış olduğum parayla yan tarafa yeni açılan kebapçıya koşuyorum.

-Abi 1 lahmacun.
-1 tane mi?
-Evet 1 tane.

Soğuk bir kış mevsimi sıcaklık 10 derece.Apartmanın arkasında bakkalın çıkarığı adını hiç öğrenemediğim süryani asıllı dostumuz Dino ve üst komşumuz Burçin topla ısınma idmanına çıkmışlar.

-Selo olum hadi.Sercan da gelcek.Maç yaparız.

diyerekten beni kebapçıdan çıkarmaya çalışıyorlar.

-Yaw Dino bekle 1 dk.Şu lahmacunu yiyim geliyorum.

Kebapçı bana bakıp.

-İçine ne koyayım?
-Abi hepsinden koy.
-Havuç?
-Koy abi.

Elimde lahmacunla arka tarafa gidiyorum.Bizimkiler Sercan ı çağırırken.Ben çocukluğumun en değerli ağacına yani çoğu zaman oyun oynamak için uzay gemisi olarak kulandığımız bahçedeki o güzel armut ağacına sırtımı vermiş bir şekilde, yüzüme vuran soğuğa inat, lahmacunumu ısırıklıyorum.Nasıl bir lezzet anlatamam.Havuç mu yapmış bu kadar güzelliği? Bilemiyorum.Ellerimde temizde değil hani.Kafayı takmışım biraz bu temizliğe.Açlıktan kağıdıyla yiyeceğim belki de lahmacunu.Burçin geliyor.Dino geliyor.Sormaya lüzum görmeden ısırıyorlar tek tek.Dinonun sümüklerine gözüm takılıyor.Hava ayaz Dino sümüklü.Ve lahmacun bitmek üzere.

-lan olum bana kalmadı.yavaş yavaş.
-Sercaaan geliyor.

Başında bir lahmacun mu demiştim.Yanılmışım.İnsanın hayvandan zorla evrimle dönmüş arkadaşları olursa yediği lahmacun ancak bir kaç ısırıktan ibaret olur.Mahallemizdeki çocuklar için benim demek ayıp sayılırdı.Bu yüzden herşey sadece bizimdi.Ve sadece yarin yanağından gayri diyebileceğimiz bir ikinci şey olarak sadece misketlerimiz vardı.Bizim değilde benim olan.

Ve son bir şairden

Acaba dünyanın en güzel lahmacunu henüz yenilmemiş olan mı :)

7 Ekim 2013 Pazartesi

SeloTeyp

Kadıköy'de insanoğlunun var ettiği en güzel habitat olduğunu düşündüğüm kendi çocukluğumu saklayabildiğim mahallemde adım dışında herşeyle hitap edildim.Ama bir tanesini özel bir yere koyuyorum.Ve bu Blog un adı yapıyorum.

-Selo Selo.... SeloTeyp SeloTeyp... (Sercan)