4 Ekim 2020 Pazar

Covid-19 Mutasyonları ve Son

    Covid-19 mutasyona uğrayınca bitecek diye bir şeyler duyuyorsunuz ama anlamıyorsanız. Bu işin nasıl olduğunu size anlatacam.Virusumuz çıkalı nerden bakarsanız bakın bir kaç ay sonra 1. yaş günü tamamlanacak. O da bir mutasyonun sonuncunda insana bulaşabilecek bir türe dönüştü. İnsana bulaştığı günden beri de yine aynı hızla mutasyona uğruyor. Kimi mutasyonlar bulaşıcığuını artırıyor.Kimi mutasyonlarda ölümcülüğünü artırabiliyor. Yada tam tersine azlmasına ve hata yok olmasına sebep bile olabiliyor. Biz şimdilik yok olmasını istemiyoruz.Komik ama bir sebebi var bunun. 

    Virus ne kadar az öldürücü ama bir o kadarda bulaşıcı kalması istediğimiz virüs tipi olmalı. Diyelim ki virüsün ilk gününden bugüne tam 29 farklı kardeşi oluştu ve bunların 2 farklı değeri ölümcüllüğü ve bulaşıcığı farklı değere sahip oldu. 

    Misal C-19-A tipi ölümcülüğü %5 bulaşıcığı %90 olsun. C-19-Z tipide %0.5 ölümcül %20 bulaşıcı olsun. Yani A tipi viris en tehlikeli olurken B tipide en az tehlikeli olanı olacaktır. Bizim aradığımız türlerse muhtemelen orta sıradaki türler olacaktır. Örneğin C-19-M ölümcülük %1 bulaşıcılık %70. İşte bu tür ne kadar çok bağışıklık sistemi ortalama üstü kişiye bulaşırsa o kadar çok kişi bu hastalığı yener. Bu mikrobu alan hasta daha ölümcül olanla karşılaşsa dahi yeniden enfekte olur ama virusu tanıdığı için onu da yenmeyi kolaylıkla becerir. Bu yüzden ikinci kere korona olanlar tam olarak bunu yaşar. Virüse aşı bulmak yada düşük düzeyli bi C-19la karşılaşmak arasında bu yüzdende bir fark yoktur. Her ikisinde de vucuda yenebileceği düzeyde virüs verilmiş olur.

    Dünyada en büyük can kaybına sebep olan ispanyol gribinin bile 2 yılda geçtiğini biliyoruz.Dünya üzerinde bir çok insan bu mikropla tanıştığı için bugün etkisi eskisi kadar olmuyor.Bu virus bittiğinde de aynı şey olacaktır. Onunda tahmini bitiş süresi malesef 2 yıl.

3 Ekim 2020 Cumartesi

Türk Futbolu Düzelir Mi?

1- Türk Futbolunda Sorun Nedir? 
C : Sorun yok sorunlar var. Ama en büyük sorun insan kalitesizliği. Haliyle de kolay öğrenebilen spor eğitmeni ve sporcu yetiştirememek. Bunun sebebi de ülkenin eğitim sistemi baştan sonuna kadar yanlış. Bu sistem düzelmeden de sporun kendi içindeki sorunları kolayca çözülemez.

2- Eskiden nasıl başarıyorduk ? Aynı kalitesizlik yok muydu? 
C : Eskiden de başaramıyorduk. Başarıların kısa vadeli olması bu yüzden. Günlük başarılarla ancak avunuruz. 20 senede kaç kere Sampiyonlar liginde gruptan çıkılabildik? UEFA da kaç takımımız çeyrek final gördü. Hedeflerini tuturabilen kaç takımız var her sene?

3-Peki hiç mi bir çözüm yok? 
C : Ülkenin eğitim sistemini çözebileceğimizi zanetmiyorum. Sporcuların daha kaliteli eğitim alabilmeleri için kulüpler ve federasyon elini taşın altına sokmalı. Bunun içinde bütçe ayırmalı.Bu bütçenin büyük bölümü altyapı hocalarının yetişmesine harcanmalı.Altyapı hocaların kalitesi ne kadar üst düzey olursa yetişecek futbolcularınızda o kadar kaliteli olur.Bu yüzden altyapıya hoca olmak A takıma hoca olmaktan daha cazip hale getirilmeli. Bu da kapitalist dünyada maddi doyumla olur.Yılda A takıma 3 futbolcu veren altyapı antrenorlerine futbolcu başına prim verilmeli. Bunun dışında her kulubun milli eğitime bağlı haftada 5 gün eğitim veren bir futbol okulu(ilk, orta, lise) olmalı. Bu okula ilkokuldan itibaren seçmeyle girilmeli.Ortaokulda yatılı okul halinde devam etmeli. Böylece şehir dışından gelen sporcular yeteneklerine göre sınıflara konabilir. Futbola devam edemeyecek olanlarsa elenmeli.Paralelindeki bir okula geçebilmeli. Bu okullar yıl içinde önce bölgesel ligde kendi aralarında yıl sonuda play off da müsabaklar oynamalılar.Burada amaç şampiyonluk asla olmamalı. Futbolcuların akranlarıyla aralarındaki farkları görmeleri sağlanmalı. Mümkünse yazları da yurtdışı turnuvalarına katılmalılar. 

4- Bu maliyeti yüksek bir proje değil mi? 
C: Hayır değil. Milyon Eurolara konuşulduğu bir lig için belki de hiç birşey. 

5- Avrupa'da Nasıl Yapıyor bu işi? 
C: Almanya yı örnek verebilirim. 2002 dünya kupasını hatırlıyorsunuz. O sene brezilya karşında ezilerek 2. oldu Almanya. Bu onlar için büyük bir hayal kırıklığıydı.Hatta "2. olduk ama asla 2.liği hak etmedik" dediler.İşte o sene alman federesyonu tam 750 milyon euro ayırdı bu işe. Önce hocaları eğitimden geçirdiler. Bütün altyapı hocalarını. Sonra eğitim sistemini. Orada futbolcu olacak olanlar aynı zamanda mesleki eğitim alır. Bu da olurda fikir değiştirir kalıcı bi sakatlık yaşarsa bir başka mesleğe devam etmesini sağlar.Yani işin sırrı eğitimde.Jurgen Klopp un bir altyapı hocası olduğunu biliyorsunuz değil mi? 

6-Bizim için ne kadar doğru bir örnek Almanya?
C: Almanyayı örnek alamıyorsan Altınordu'yu örnek alın. 10 tane altınordu olsa şu coğrafya da ne kadar şey değişir. 

7-Kulüpler peki neden örnek almıyor? 
C: Hepsi günlük başarılarla yaşıyor.Baştaki başkan da aynı trubundeki seyircide.Futbolu seven malesef yok herkes rekabeti seviyor. Başarı yoksa trubune gelmiyor. Ama bu böyle gitmez. Her kulup iflasın eşiğinde. Boğazına kadar borca batmış durumda. Bu devirden sonra uçakla ancak 35 indeki değil 40 ina gelen yıldızlara imza attırlar.İstiyorlarla Pele ve Maradona da hazır onlar için. Bir imzaya bakar hersey. 

8-Son sözünüz var mı? 
C: İyi futbol kaliteli oyuncularla oynanır.Kaliteli ayaklara sahip olmanında 2 yolu vardır. 
1. yol satın almak 
2. yol yetiştirmek. 

Real Madrid olmanın hayalini bırakın bu butçelere gelmemiz imkansız ama 80 milyondan çok kaliteli 22 ayak çıkarmak zor değil. Bunun içinde irade ve ciddiyet yeterli.